Atatürk Cumhuriyeti’nin sporda başarı denince akla ilk gelen isimlerinin başında kuşkusuz Fatih Terim var… Yer, zaman, ayırt etmeksizin rakip kim olursa olsun vizyonunu hep başarı olarak belirleyen ve herkesi buna inandıran Terim, Cumhuriyetin ilk yüzyılında futbolda Avrupa’nın en tepesine çıkan tek Türk teknik direktör… 2000 yılında Galatasaray’la UEFA Kupası’nı namağlup kazanan tecrübeli hoca, A Milli Takım’la da Avrupa 3.’lüğü elde etti. Her zaman mottosu “Bir şeyi kazanmak için bazı şeyleri kaybetmelisin.. Ve unutma. Kaybettiğinde değil, vazgeçtiğinde yenilirsin” olan Fatih Terim, büyük bir gururla kutladığımız Cumhuriyetimizin 100. yılı için düşüncelerini gazetemize anlattı.
Cumhuriyet sizin için ne anlama geliyor?
Cumhuriyeti anlayabilmek için, 1923 öncesi Türkiye’yi iyi hatırlamamız gerekiyor. Savaşlardan çıkan, birçok farklı cephede göğüs göğüse çarpışmış, çok sayıda gencini, aydın insanını kaybetmiş; adeta hiçliğin ortasında kalmış bir millet olarak, 1919’da Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkarak tüm yurt çapında topyekûn bir direniş gerçekleştirmesiyle ilk defa milli bir bilinç edinmiştik. Bugün 100. yaşını kutladığımız Cumhuriyetimiz, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğindeki atalarımızın bize bıraktığı en büyük miras. Ve biz de o mirasa her geçen gün daha da sıkı sarılarak sahip çıkmalıyız. Unutmayalım ki; Cumhuriyet, büyük fedakârlıklarla kazanıldı. Ardında binlerce gazinin, şehidin sarsılmaz anısı var. O yüzden bize sayısız hak tanıyan Cumhuriyeti korumalı ve gelecek kuşaklara taşımalıyız.
‘Aydınlık yarınlarımızın teminatı’
Cumhuriyetin bize kazandırdıklarını nasıl anlatırsınız?
Cumhuriyetin getirilerini şöyle bir düşündüğümüzde, bahsedebileceğimiz o kadar çok şey var ki… Evvela halkın iradesine dayalı bir yönetim şekli olması üzerine konuşabiliriz. Seçme ve seçilme hakkı, hiçbir zümreye değil; tamamen halkın kendisine aittir. Cumhuriyetin bir diğer önemli getirisi; hukuk sistemi. Tüm vatandaşların kanun önünde eşit sayılması, kimsenin bir diğerinden önde olmaması, ayrıcalığının bulunmaması; üzerine temel hak ve hürriyetlerin bizzat devlet tarafından teminat altına alınması, 100 yıl öncesini konuşuyoruz, çok önemli kararlar. Cumhuriyetle birlikte eğitim alanında yapılan devrim niteliğindeki atılımların yanı sıra; sanat, bilim ve spor gibi farklı dallar sayesinde ileri medeniyetler seviyesine olan yolculuğumuz da o yıllarda başladı. Demokrasi, tam bağımsızlık, adalet, kadın-erkek eşitliği, akıl, bilim, sanat, uygarlık, aydınlanma… Ne söylesek, belki biraz eksik kalacak. Aydınlık yarınlarımızın teminatı, gelecek nesillerimizin umudu… Cumhuriyet; geleceğimizi planlarken, 100 yıl öncesinden bile bize hâlâ ışık tutabiliyor.
‘Atatürk’ün vizyonuna hayranım’
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına dair beklentileriniz, hayalleriniz nedir?
Bugün Cumhuriyetimizin 100. yılını kutluyoruz. Hemen herkesin hayatında bir kez yaşayabileceği bir gündeyiz. Cumhuriyetimizin 200. yılında hiçbirimiz hayatta olmayacağız; ama nesiller boyunca aynı coşku, heyecan ve gururla o gün geldiğinde bu kutlamaların yapılacağını bilmek çok güzel. Cumhuriyetimizi, Mustafa Kemal Atatürk ile bir bütün olarak değerlendirmemiz gerektiğine inanıyorum. Benim kişisel anlamda, en hayran olduğum özelliklerinden biri, ortaya koyduğu vizyon ve ileri görüşlülüğü olmuştur her zaman. “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır; ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” dediğinde de aslında tam olarak bundan bahsediyordu. Gelecek 100 yıl için de en büyük beklentim; tıpkı bu 100 yıldaki gibi, Cumhuriyet ilkelerine sahip çıkan tam bağımsız, çağdaş uygarlık seviyesinde, demokrasiye ve eşitliğe inanan bir Türkiye olması.